
Bu defa Yemen sınırında madinat al Haqq,Salalah'tayız. Umman ve Yemen arasinda fakat Umman'a ait bu sınır şehir, esasen Yemen kültürü etkisinde diyebiliriz ve dağlarında yaygınca Bedeviler var. Şehrin eti,sütü, hindistancevizi tazecik. Develer katar katar. Keçiler sürü sürü. Ovaları yeşil, insanı kimilerine göre kaba, bana göre doğal. Bedu diyorlar Maskatlılar Bedevilere. Tek hörgüçlü develerle tanışıyorum ilk defa, heyecanlanıyorum. Susuyorum ve dinliyorum beyaz bir deve yavrusunun annesine bakan gözlerini.. "Aşka inanırım anne. Devlerin aşkını bilemeyeceğim de, develerin aşkına çok inanırım.. Dilsiz bir söyleşi şeklinde başlayan aşk karşısında çöllerin ve de yolların ne önemi var.Bir Bedevi bahçesinde taş rengi doğurduydun sen beni hani.Dudağındaki duaydım, korusun diye Tanrı, yere düşen duan oluverdim, süt rengi değil anneciğim, taş rengi bahşeylendim ben yeryüzüne. Bilesin bu ahval geçmez ve geçmeyecek. Kaya tuzu karartısı ve beyazı aynı anda düştü gövdenden.Rengi sert, dokusu devran.Çöllerce yürürken, mühürlü adımlarla, ağır ağır, damga damga dokunarak toprağa, bir tek kaşmir ay ışığı bilecek bileklerimin taş değende ne çok incindiğini.. Yakınamam asla sana, hayat benim hikayemden ibaret değil ki. Sürekli topuklu ayakkabı giyen kadınlar var mesela.Sitiletto falan işte bilirsin. O ayakkabılarla senin gibi uzun, güzel ve güçlü oluyorlar. Hörgüçleri bile oluyor zaman zaman, övgü ve öfke biraz değiştirebiliyor şekillerini. Ve yüklendikleri yükler büküyor gibi bellerini. Sağlık, mutluluk,huzur, dünya barışı gönüllerinde yatan. Yani yine de devemsi bir kararlılıkla bakıyorlar evrene, insana, işe güce.. Herşey bize mi benziyor anne ve sana yani, yoksa banamı öyle geliyor aşkımdan.. İyi ki ben tülü mayanım senin. Bedevi çocuklarının ak köşeğiyim. İyi ki sen doğurdun ve ağzıma dayadın memeni doyurdun, doyurdun. Gözüm tok oldu, gönlüm tok oldu, karnım doydu, taş oldum, kış oldum her iklimde.Toklukla ve peklikle yoğurdun. Düşünsene insan bebeği olarak doğduğumu ve her gün şiş ayaklı, şiş kafalı annemin koynunda uyuduğumu. Ay yazık.Çok yazık. İnsanlığın işi çok zor anne. Çok çalışıyorlar. Çocuklarına taş rengini verecek dualarla bile dolu değil dudakları.Bu arada dudakları da senin gibi kocaman kalın kalın, etli etli değil pek..Botoks motoks deniyor yine sana benzemek için..Aman ne bileyim ben.. Gözler dersen sanki hep durgunluklar. Vahalarda gördüğümüz akamayan su derinliği.. -Bizim bile boyumuzu aşıyor böyle şeyler ve en büyük korkum vahaya vardığımızda,o suya düşüp boğulmak, sana hiç söylemedim- Anne! O kadınlar aşkamı inanmıyorlar acaba..Evlat aşkına, ahiret aşkına, deve aşkına. Vakitleri olmuyordur belki inanmaya. Onlar ne yapsın. Neyse annecim, sen çok güzelsin. Dünyanın en seksi devesisin ve en güzel annesisin.11 Ağustos develer günümüz kutlu olsun.Bu fotoyu da insanlığa bahşediyorum.
Adı :Düştüğüm yerden kaldırır annem beni."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder